Sakal Ekimi Nedir?

Sakal ekimi özellikle son yıllarda saç ekimi kadar popüler olan bir tedavi şeklidir. Erkeklerin estetik görünüm için, olmazsa olmaz aksesuarlarından olan sakallarda, doğuştan ya da sonradan dış bir etkene bağlı olarak problemler yaşanabilir. Bu problemler kişilerde psikolojik baskılar oluşturduğundan iş, aile ya da sosyal hayatta başka problemlere kaynak oluşturur.

Sakalların profilde olması ve görünümümüzü doğrudan etkilemesi sebebi ile oluşabilecek problemler, kişilerin hayatını sürekli olarak olumsuz etkilemeye devam eder.

Sakaldaki bölgesel boşluklar ya da seyrek görünüm için sakal ekimi operasyonu kesin çözümler sunar. Yapılacak olan 7-8 saatlik bir operasyon sonrasında kişi doğal görünümde sık ve gür sakallara rahatlıkla sahip olabilir.

Sakal Ekimi Nasıl Yapılır?

Prosedür, saç ekimi ile oldukça benzerlik gösterir. Donör alan olarak adlandırılan ense kısmından alınan saç kökleri, ihtiyaç duyulan bölgelere yapılacak olan planlama dahilinde transfer edilir.

Dikkat edilmesi gereken konuların başında, saç ve sakal formunun farklı olduğu gelir. Her ne kadar yapı olarak sakallar ve saçlar benzerlik gösterse de birebir aynı formda değildirler. Bu sebeple Sakal ekimleri için yapılan planlamalarda, donör alan iyi analiz edilmeli ve transfer edilecek saç kökleri iyi seçilmelidir. Aksi takdirde doğal dışı bir görünüm ile karşı karşıya kalınabilir.

Saç ekimlerinde, donör alandan greft toplanması sırasında, ekim alanında sık bir görüntü elde etmek açısından en güçlü kökler seçilmeye çalışılır. Sakal ekiminde bu durum biraz daha farklıdır. Donör alandaki greft seçimi iyi yapılamaz ve yapı itibari ile sakal yapısından daha güçlü saç kökleri transfer edilirse ortaya istenmeyen, doğal dışı bir görüntü çıkar. Bu sebeple alım işlemi sırasında, kök seçimi yapılırken yüze en iyi uyumu sağlayacak greftler toplanmalıdır.

Sakallar her ne kadar saç köklerine göre daha sert olsalar da, genellikle tekli formdadırlar. Ayrıca, saçlarda olduğu gibi grup formunda değildirler. Bu sebeple donör alandan alınan saç kökleri, mümkün olduğunca tekli saç köklerinden seçilmeli, donör alan buna müsade etmiyorsa, alım işleminden sonra saç kökleri bir dizi işlemden geçirilerek sakal formuna döndürülmelidir.

Transfer öncesi sakal formuna döndürülen saç kökleri, yüz dokusuna en iyi uyumu sağlar. Greft doku birleşmesi tam olarak gerçekleşir. Sakal yönleri ve sıklığının belirlendiği planlama aşamasında da efektif bir plan yapılmışsa sakal ekimi ile kişi doğal sakallardan farksız olan sakallara sahip olabilir.

Bir diğer dikkat edilmesi gereken konu ise saç ve sakal dökülme prosedürünün farklı olduğudur. Saçlar genetik ya da dış bir etkene bağlı olarak zaman içerisinde dökülmeler ya da zaman zaman zayıflamalar gösterebiliyorken, sakallarda böyle bir değişim olmaz. Bu sebeple sakal ekimi operasyonu öncesi sakal durumu iyi analiz edilmeli ve kanal açımı sırasında sakal sıklığı iyi ayarlanmalıdır. Yapılacak olan yanlış bir planlamada bazı yerlerde daha sık bir görüntü mevcutken bazı yerlerde daha seyrek bir görüntü oluşabilir. Bu durumda da doğal görüntü yine olumsuz etkilenecek ve sürekli olarak kişiyi rahatsız etmeye devam edecektir.

Zaman içerisinde kişinin sakal kullanım tarzının değişebileceği de mutlaka hesap edilmelidir. Kanal sıklığı ve yönleri verilirken bu parametrede değerlendirilmeli ve kişinin sakalını isterse uzun isterse kısa kullanmasına olanak sağlanmalıdır.

Sakal Ekimi Kimlere Uygulanır?

Kişinin operasyon geçirmesine engel bir sağlık sorunu yok ise, sakal bölgesinde doğuştan ya da sonradan dış bir etkene (stres, kullanılan kozmetikler, geçirilen bir kaza sonrası oluşan skar gibi) bağlı olarak problemi olan herkese sakal ekimi uygulanabilir.

Uygulama öncesinde kişinin operasyona engel teşkil edecek bir problem olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bu noktada bir problem yoksa sakalların durumu değerlendirilmeye başlanabilir.

Sakal problemi doğuştan, genetik sebeplere bağlı olarak gelişebilir. Bu tarz durumlarda, kişilerde problemli bölgede doğuştan itibaren bir sakal çıkışı olmaması sebebi ile yapılacak olan bir sakal ekimi operasyonunun başarısız olacağı, efektif olmayacağı kanısı oluşabilir ama bu düşünce yanlış bir düşüncedir. Doğuştan sakal olmayan bir bölgeye yapılacak olan sakal ekimi operasyonu ile, bu problemden rahatlıkla kurtulmuş olur. Doğuştan orada sakal çıkışı olmaması operasyona engel teşkil etmez.

Eğer sakal problemi yoğun kozmetik kullanımı, aşırı stres ya da başka bir tedavinin yan etkisi olarak ortaya çıkmışsa, durum değerlendirmesi yapılmalıdır. Önce problemin kaynağının tespit edilip, gerekli ise ona göre bir tedavi planlaması yapılıp, problem çözüldükten, sakallara uygulanan baskı ortadan kalktıktan sonra bir operasyon yapılabilir.

Kişi, daha önce geçirilen bir kaza sonrası oluşan skar doku nedeni ile sakal problemi yaşıyorsa bu durumda da sakal ekimi operasyonunu rahatlıkla tercih edebilir. Skar dokudaki yapılanma normal dokuya göre farklı olacağından, operasyon sonrası destekleyici bir tedavi kullanması gerekebilir. Destekleyici tedaviler ile beslenme kalitesi üst düzeye çıkarılır ve skarlı dokunun sebep olacağı beslenme problemi en aza indirilebilir. Ne kadar desteklense de bu tarz skar doku üzerine yapılan planlamalarda başarı oranının sınırlı olduğu unutulmamalıdır.

Sakal Ekimi Yöntemleri Nelerdir?

Sakal ekimi yöntemleri saç ekim yöntemleri ile benzerlik gösterir.
Transfer edilecek greftleri toplama aşamasında; FUE (Follicular unit extraction) tekniği kullanılırken, transfer kısmında safir ekim ya da DHİ choi-pen tekniği kullanılır. Kullanılacak olan teknik her ne kadar benzerlik gösterse de planlama tamamen farlı olmalıdır. FUE (Follicular unit extraction) tekniği ile yapılan greftlerin toplanma aşamasında seçilecek olan greftler, yapı itibari ile sakal köklerine en yakın yapıda olanlardan seçilmelidir. Eğer kişinin sakal kısmında bölgesel boşlular ya da seyreklikler var ise, seçilecek olan saç köklerinin sakal köklerine en yakın formda olanlardan seçilmesi konusu daha da önem kazanmaktadır. Zira farklı formdaki kökler, iki ayrı görünüme neden olacaktır. Bu da kişinin görünümünü sürekli olarak olumsuz etkilemeye devam eder.

Yüz dokusu yapısı gereği daha yumuşak yapıdadır. Bu sebeple revizyon işlemlerine de çok fazla olanak sağlamaz. Yapılacak olan revize işlemlerinde yumuşak yüz dokusu tahriş olacaktır. Bu sebeple sakal operasyonu öncesi analiz iyi yapılmalı, acele edilmemelidir.

Transfer kısmında ise kullanılabilecek olan iki ayrı teknik vardır. Bunlar;

  • Safir ekim tekniği,
  • DHI choi-pen tekniğidir.

İki tekniğinde amacı, toplanan greftlerin en sağlıklı şekilde ihtiyaç duyulan bölgeye transfer edilmesidir. Hangi tekniğin kullanılarak transfer işlemi yapılacağı, operasyon öncesi analiz aşamasında belirlenir. Her ne kadar;

  • Bir tekniğin diğerine göre daha iyi olduğu,
  • Daha doğal sonuçlar verdiği,
  • Daha erken iyileştiği,
  • Daha sık transfer yapılmasına olanak tanıdığı gibi kanılar bulunsa da bu söylemler gerçeği yansıtmaz.

Kullanılacak olan tekniğin seçimi, transfer alanındaki duruma göre belirlenir. Duruma göre değişmekle beraber iki teknikle de doğal ve gür sakal görünümü elde edilebilir.

Sakal Ekiminde Kanallar Nasıl Açılmalı?

Safir ekim tekniği kullanılıyorsa toplanan greftlerin yerleştirilmesi için önce yerleri hazırlanır. Geçmiş yıllarda bu işlem için çelik bıçaklar kullanılmakta iken, günümüzde safir uçlar kullanılmaktadır. Safir materyali, insan dokusuna en uyumlu materyallerin başında gelir. Dayanıklı bir materyal olması sebebi ile de formunu kaybetmez. Dolayısı ile safir uçlar ile açılacak olan kanallar, pürüzsüz, birbirinin aynısı olacağından operasyon sonrasında daha doğal bir görünüm elde edilir.

Kanalların açılması sırasında diğer önemli husus ise kanal yönleridir. Kanal yönleri, doğal bir görünüm kazanmak için kişinin var olan sakal yönleri ile bire bir aynı verilmelidir. Kişi gelecekte sakallarını uzun kullanmak isteyebileceği gibi kısada kullanmak isteyebilir. Uzun kullanımlarda kanal yönleri kişiyi çok rahatsız etmezken, kısa kullanımlarda orjinal yönler hesaplanmazsa, kişiyi oldukça rahatsız edebilir. Bu da istenmeyen bir durumdur.

Sakal Ekimi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Operasyon sonrası prosedür de saç ekimi ve sakal ekimi benzerlik gösterir. Farklı olan kısım, yüz dokusunun saçlı dokuya göre daha yumuşak olduğudur. Ayrıca saçlı doku hareket etmezken sakal bölgesi oynar bir bölgedir. Operasyon sonrasındaki 10 gün içinde transfer edilen kökler tam bir birleşme yaşar. Bu süre boyunca, birleşme tamamlanana kadar yemek yerken, su içerken ya da konuşurken dikkatli olunmalıdır. Mümkün olduğunca sıvı ya da yumuşak gıdalar ile beslenilmelidir. Yapılacak ters bir harekette oynar bölge üzerindeki kökler zarar görebilir ya da yerinden çıkabilir.

Genel olarak sakal ekimi sonrası dikkat edilmesi gerekenler şöyle özetlenebilir;

  • Operasyonu gerçekleştiren doktor ile irtibatta kalınmalı, tavsiyelerine uyulmalıdır.
  • Günlük olarak fotoğraf paylaşımı yapılmalıdır.
  • Sigara kullanımı varsa azaltılmalı, mümkünse tamamen bırakılmalıdır.
  • 10 gün boyunca alkol tüketiminden kaçınılmalıdır.
  • İlk 3 gün kahve, yeşil çay gibi kanı sulandıran içecekler tüketilmemelidir.
  • Sürtme ve darbelere karşı 10 gün boyunca ekim alanı korunmalıdır.
  • Yıkamalar sırasında oldukça yavaş hareket edilmelidir.
  • 10 gün boyunca sırt üstü uyku pozisyonu tercih edilmelidir.

Sakal ekimi Yanık İzi Gibi Durumlarda Yapılabilir mi?

Yanık sonrası oluşan sakal problemi için sakal ekimi tercih edilebilir. Operasyon öncesi yanık sebebi ile oluşan skar doku analiz edilmelidir. Doku durumu uygun ise sakal ekimi operasyonu planlanabilir. Doku yapısı, yanık sonrası tamamen değişeceğinden dolayı sonucun garanti edilemeyeceği unutulmamalıdır.

Sakal Ekimi Saç Ekimi İle Birlikte Yapılır mı?

Saç ekimi ve sakal ekiminin beraber uygulanması, son yılların favori uygulamalarından biridir. Saç ve sakal kısmında problem yaşayan bireyler rahatlıkla iki operasyonu birleştirebilir. İki operasyonunda uygulama ve sonrası benzerlik gösterdiğinden kişi bu süreci rahat bir şekilde geçirebilir.

İki operasyonun beraber yapılabilmesi için donör durumu elverişli olmalıdır. Yüksek sayıda greft ihtiyacı doğacağından dolayı, kişinin yeteri kadar donör rezervi bulunmuyorsa iki operasyon birleştirilmemeli, seanslara ayrılmalıdır. Kişiyi hangi alan daha çok rahatsız ediyorsa önce o alan, donör alan toparlandıktan sonra(ortalama 1 sene) diğer alan için bir çalışma yapılabilir.

Eğer yeterli donör alan var ise;
Alım işlemi tek bölge çalışmalarında olduğu gibi FUE tekniği kullanılarak yapılır. Toplanan köklerin bir kısmı saç, bir kısmı sakal bölgesinde kullanılacağı için iki ayrı uç kullanılmalıdır. Saç için kullanılacak olan greftler daha çoklu alınmaya çalışılırken, sakal için kullanılacak olan greftler daha ince ve tekli köklerden seçilmelidir. Farklı güçte ve boyutta greft alımı yapılacağından da alım sırasında en az iki ayrı aparat kullanılmalıdır. Alım işlemi sonrasında saç ve sakal için kullanılacak olan saç kökleri ayrıştırılır. Ayrıştırma işlemi sonrası planlama kısmında belirlenen ekim tekniğine göre;

Safir ekim yöntemi seçilmişse kanallar açılır ve ekim işlemine başlanır.

DHİ choi-pen tekniği seçilmişse, kullanılacak choi-pen implanterlere uygun uçlar takılır ve doğrudan ekim işlemime başlanır.

Operasyon sonrasında iki ayrı uygulamaya gerek yoktur. Prosedür saç ve sakal ekimi için beraber devam eder.

Sakal Ekimi Fiyatları 2022

Sakal ekimi operasyon fiyatları çalışma yapılacak olan bölge, operasyon tarihi, alınacak paket gibi birçok parametreye göre değişkenlik göstermektedir. Güncel sakal ekimi fiyatları ile ilgili buradan bilgi alabilirsiniz.

Sakal Bıyık Ekimi Yaptıranların Yorumları

Anahtar kelime: sakal ekimi